BLOGX

108.Wordpress'in Güvenliği "Sorun yok değil mi?" A-ko, Wordpress kullanarak site oluşturuyordu ama bunun güvenlikle hiçbir ilgisi olmadığını düşünüyordu. Sadece blog yazıyor olsaydı olmazdı diye düşünüyordu. Ancak erişim sayısı arttıkça kaygılarım da arttı: ``Ya site artık görüntülenmezse?'' Site bir süre görüntülenmezse erişim ve gelir de artar. Ayrıca A-ko yakın zamanda sadece üyelere yönelik makaleler yazmaya başlamıştı, bu yüzden güvenliği ciddi şekilde düşünmekten başka çaresi yoktu. ``Peki ne yapmalıyım?'' diye araştırdı. Sonuç olarak, ilk olarak minimum düzeyde olanı yapmaya karar verdim; bu, temaları ve eklentileri dikkatli bir şekilde seçmekti, ancak yalnızca çok küçük olmayan ve düzenli olarak güncellenen temaları seçmek gibi basit bir standartla. Elbette kontrol ettiğimden emin oldum. ve WordPress'in kendisinin yanı sıra yüklü temaları ve eklentileri de güncelledim. Ayrıca her dosyanın erişim izinlerini ve kullanıcıya özel URL'yi de kontrol ettim, şifreleri güçlendirdim ve spam'ı önlemek için reCAPTCHA'yı tanıttım. Ancak şunu söylemek güvenlidir. A-ko, ücretsiz olarak yapabileceklerinin bir sınırı olduğunu anlamalıydı. ``Bulut hizmetleri pahalı, bu yüzden Wordpress'i seçtim...'' Wordpress'in ücretsiz olduğu imajı tamamen alt üst oldu. Not: Wordpress ile yapılabilecek pek çok şey var. Gün geçtikçe artıyor. Tabii ki, eğer düzgün bir şekilde yönetip çalıştırırsanız, bu farklı bir hikaye... WordPress'in güvenliğini göz ardı edebilir misiniz? Sonraki... 109. Tutku 1. Yorum "Düşünce Oyunu (Ön) Menüsü" için buraya tıklayın "Geri Düşün Oyunu Menüsü" için buraya tıklayın -> Şimdi size en uygun Farkındalık ve Meditasyon menüsüne göz atın

107.Wordpress ile İlgili Üç Sorun Çocuk A, Wordpress hakkında endişeliydi. ``Hımm, ne yapmam gerektiğini merak ediyorum...'' Yararlı temalar, eklentiler ve güvenlikle ilgiliydi. Çocuk A, Wordpress kullanıyor ve güvenlik önemli bir konu. Evet ve eğer önemli müşteri bilgileriyle uğraşıyorsam bunun özellikle doğru olduğunu biliyordum. Wordpress'in birçok yararlı teması ve eklentisi olduğu için, her şeyi daha ortaya çıkmadan önce yükleyemiyorum. ``Bu nedenle en azından sürekli güncellenmesi gerekiyor.'' Bu nedenle A-ko, satır içi bir araç bulmaya çalıştığında kullanışlı ve sürekli güncellenen temalar ve eklentiler önerdi. , neredeyse kesinlikle ücretli bir tema veya eklenti kullanmıştır. Ücretsiz olanların çoğunda işlevsellik yoktu. A-ko'nun kabul etmekten başka seçeneği yoktu çünkü ``Geliştirme maliyetleri gerekli.'' Hatta. her ne kadar öyle düşünsem de temaları ve eklentileri tek tek aldığım için nedenini anlayamadım. Çoğunun iade politikası olmasına rağmen eğer beğenmezsem elimde değil. ko bunu yapmaya devam ederse sonu olmayacağını düşündü ve sonuç olarak CPL'yi kullanmayı denemeye karar verdi. GPL ile temaları ve eklentileri düşük fiyata alabilirsiniz, ancak Tema ve destek yok. Eklenti satıcıları yalnızca destek ve otomatik güncellemelerden para kazanıyor. ``Madem sadece deniyorsun, neden GPL'yi kullanmıyorsun?'' A-ko GPL'yi deneyip beğendikten sonra kullanmaya başladı. Ancak Ako'nun aklında yeni bir sorun ortaya çıktı: GPL temaları ve eklentileriyle ilgili bir güvenlik sorunu. ``Bunu dikkatli bir şekilde aramazsanız başınız büyük belaya girecek.'' GPL sitelerini dikkatli bir şekilde araştırdığında, bundan daha eski olan pek çok sitenin olduğunu buldu. Bunlar yavaş güncellenen sitelerdi. Güncellenmeyen bir GPL, güvenlik açısından pek kullanışlı değildi. ko bunu buldu, GPL

106. WP ile ilgili sorun Çocuk A, Wordpress kullanarak bir site oluşturmaktı. Çocuk A, kolayca bir site oluşturabiliyordu ve Wordpress'te neredeyse her şeyi yapabilecek büyük bir potansiyel olduğunu hissetti. Ancak A-ko'nun hayalleri kısa sürede yıkıldı. A-ko, bir şeyler ters gittiğinde, Wordpress ile bir şey yaratmaya ne kadar ayrıntılı çalışırsa, işin o kadar zor olacağını düşündü. ``Bu ne kadar sürerse sürsün, yapmak istediğimi yapamayacağım.'' Bunun üzerine A-ko, sorunu bir uzmana sormaya karar verdi. Bir uzmana sorunca sorun neredeyse çözüldü. Çocuk A, bunun ne kadar harika olduğunu görünce çok etkilendi: ``Çok yardımcı oldu. Eğer kendim yapsaydım ne kadar zaman harcayacağımı bilemezdim.'' Ancak biraz daha ilerledi. , sorun tekrar ortaya çıktı. Çocuk A'da sorun vardı. ''Böyle devam edersek hep kırmızıda kalacağız.'' A-ko uzun sürse de bunu kendisi yapmaya karar verdi. Artık sorunların çoğunu çözebildiği için A-ko, o zamana kadar edindiği becerileri kendisi gibi başı dertte olan insanlara yardım etmek için kullanmaya karar verdi. müşteri bana teşekkür etti. A-ko daha önce de böyle davrandığı için onun duygularını acı bir şekilde anlayabiliyordu. Ancak A-ko'nun onu rahatsız eden bir şeyi vardı. A-ko gibi insanların daha fazla olacağından endişeleniyordum. Rakip sayısının artmasından endişeleniyordum, ancak Wordpress ile yaratmanın asıl amacı farklı bir yöne gideceğinden ve zaman ayırmayıp başkasından yapmasını isteme ikilemi açıkla sonuçlanacak bir şeydi. henüz çözülmemişti. Bu nedenle A-ko, üzerinde çalıştığı sorunları mümkün olduğunca kendi başına çözebilmek için çözüm yollarının bir listesini oluşturmaya karar verdi. Her şeyden önce, yedekleyin.

105. WP ile para kazanın A, Wordpress kullanarak site oluşturarak para kazanmayı düşünüyordu ancak bilgi ve deneyim kazandıkça gün geçtikçe yapması gereken işler artıyor ve kazandığı para miktarı da az oluyordu. İşler planlandığı gibi gitmiyordu. Bir gün A, tema ve eklenti satmanın karlı olabileceği fikrine kapıldı. A bu fikir ortaya çıkana kadar bu iyi bir fikirdi ama A, program geliştirmek istemedi. Konuyla ilgili hiçbir bilgisi yoktu ve öğrenmeye de niyeti yoktu, bu yüzden bu konuyu dış kaynak kullanmaya karar verdi. Dünya çapında istediği temaları ve eklentileri düşük fiyata geliştirebilecek birçok profesyonel vardı. Yatırım yapmaya karar verdim.Zor çalışmaya değdi ve bitmiş temaları ve eklentileri oldukça iyi bir şekilde satabildim.Ancak bir sorun ortaya çıktı.Wordpress dünyası hızla değişiyor ve çok fazla rekabet var. Üstelik bilgisayar korsanları tarafından hedef alınmak kolaydı, bu nedenle ürünleri sık sık yeni işlevler ve güvenlik özellikleriyle güncellemek gerekiyordu. Üstelik güncellemesi olmayan ürünler artık ilk etapta satın alınmıyordu, yani A Her sorun oluştuğunda mühendislerden yeni özellikler ve sorunlar eklemelerini istemek zorunda kaldıkları için maliyetler yüksekti. Sonunda A kırmızıdaydı ve güncellemeyi bırakmaktan başka seçeneği yoktu. Ek bilgi: Bu doğru mu? Wordpress'in karlı olabileceğini mi düşünüyorsunuz? Wordpress'in kendisi ücretsizdir, bu nedenle kullanıcıların başlaması kolaydır ve tema ve eklenti geliştiricilerinin tümü onu teşvik etmektedir. Kullanıcılar için giderek artan sayıda isteğe bağlı özelliğe sahip olduğu için çok kullanışlı bir CMS'dir. kullanırsanız asıl amacından o kadar uzaklaşırsınız... WPX - Wordpress (Ön) Menü” “Arka Düşünceler” için tıklayınız

104.SEO A 20 yılı aşkın süredir SEO testi yapıyor. Çeşitli testler tekrarlanırken iyi ve kötü zamanlar da oldu. Birçok sayfanın üst sıralarda yer aldığı zamanlar oldu ve birçok sayfanın bir anda kaybolmasının acı deneyimi oldu. Bunu defalarca deneyimleyen A'nın deneyiminden, bir arama robotunu fethetmeye çalışırken bile, strateji içeriği ne kadar iyi olursa o kadar çabuk çözüleceğini fark ettim. Onu fethetmek için çok zaman harcadıktan sonra, Sonunda bir etki görebildim. Şimdi düşününce, algoritmadaki değişiklikler durumu tamamen tersine çevirdi. Ama sonra hiçbir stratejisi olmayan makalelerin sonsuza kadar en üstte görüntülendiğini fark ettim.``Hiçbir strateji yok. Tekrarlanan stratejiler ve karşı önlemler nedeniyle durum sonsuzdur. Ancak A pes edememiş ve karşı önlemleri denemeye devam etmiştir. Algoritmanın dalgalanmalarından daha az etkilendiğini görüyorum. Demek istediği, ``Tecrübeye dayalı yarat''tı. O andan itibaren A, sanki deneyimi paraya dönüştürüyormuşçasına arama sonuçlarında daha üst sıralarda yer almaya devam etti. daha istikrarlı ve dalgalanmalara daha az duyarlı hale geldi, o kadar fazla kâr getirmedi. Örneğin, bir marketten alışveriş deneyiminin erişimi az, hatta bir süreliğine erişim sayısı artsa bile, Bu trende göre ziyaretçi en fazla birkaç on saniye içinde oradan ayrılırdı. A bunu gönüllü olarak yapmadığı için bunun iyi olmadığına karar verdi ve farkına bile varmadan yönünü değiştirmeye karar verdi. kâra yol açacağını sormaya başladım... Ek: Herkes ücretsiz erişime sahip olmak istiyor. Aynı zamanda bir yerlerde gelir arayışı içinde bir blog da dahil olmak üzere bir web sitesi işletiyorum. Ancak herkes en üstte görüntülenirse ne olur? Özellikle kar amacı güden tüm siteler en üstte görüntülenir. Eğer böyle olsaydı çoğu insan reklam yapmayı bırakmaz mıydı?

103.Çeşitlilik Bir yaratıcı olarak A, bundan sonra ne yaratması gerektiğini düşünüyordu. Neyse ki, bu çağda internette araştırırsanız pek çok materyal bulunurdu, bu yüzden rahatsızlık duymadı. Zaten iyi satış yapan yazarlar vardı. Bu iyi ama aynı zamanda iyi satış yapmayan yazarlardan da ipuçları aldım. A birinci çıkmayı başardı çünkü zaten bir geçmişi vardı ve ortam hazırdı. Ayrıca insanların toplandığı bir siteye giderek hangi kelimelerin kullanıldığını ve nelerin trend olduğunu anında görebiliyorsunuz, bu yüzden onu aktif olarak dahil etmeye başladım. ``Kolay bir kazanç.'' Böylesine günlük bir hayat yaşadığı için A, çok akıllıydı ve satılan şeyler yapmasıyla tanınıyordu. Bir gün, belli bir tetikleyicinin etkisiyle A, o zamana kadar göz ardı ettiği gerçekliğe bakmak zorunda kaldı. Bu özgünlüktü. A, sadece ilgi çekici olması, sadece satılması, sadece iyi karşılanması ve sadece duyguları harekete geçirmesi kriterlerine dayandırılmış ve bir insan izleyici kitlesinin olduğu tamamen unutulmuştur. A için her şey bilgiden başka bir şey değildi. A artık hayatın sıcaklığını hissedemiyordu. Sonra A o ana kadar olan düşüncelerini hatırladı. Günümüzde bireyselliğe değer veriliyor ve çeşitlilik ortalıkta dönüyor. ``Hayatımın geri kalanında huzur içinde olacağım.'' Hiçbir zaman hikaye uydurma konusunda endişelenmesine gerek kalmayacağından ve bunların dikkat çekeceğinden emindi. Ancak o sırada A bunu yapmadı. Ta'nın hiçbirinin hayata geçmediğini fark etti. Hepsi sadece yüzeysel duyguları harekete geçiren kelimelerle yazılmış dayanıksız eserlerdi. A, ``Aptalların zamanını çalmak kolaydır. Sonuçları sayılarla gösterirseniz sorun olmaz'' diye düşünürdü. A'nın çalışmaları sadece insanların bundan sonra ne olacağına dair ilgisini canlı tutmak için yapıldı. içeriğin kalitesi ikinci planda kaldı. Bu eserin alıcısı bir şekilde aldatıldığını hissetmiş ama bunu kabul etmek istememiş, bu yüzden de derinlemesine düşünmeden bir sonraki eserini istemeye devam etmiş. Ancak beğenmezse stresi atmak için var gücüyle saldırırdı. Anı yaşamayı, o an için her şeyin yolunda olduğu ve tek yapması gerekenin o an için ona tutunmak olduğu şeklinde yanlış anlamıştı. Farkına bile varmadan okuyucularımın ruh hallerini soruyordum. Sonuçta alıcı bunu fark etti ve A'ya iyice saldırdı.

102. Milenyum A Çocukların özgür olduğu bir dünya. Paranın gerekli olmadığı bir dünyaydı. İnsanlar artık günlük ihtiyaçların yanı sıra eğlence de dahil olmak üzere ihtiyaç duydukları her şeyi alabiliyorlardı. Bunu elde etmenin tek şartı var. Sadece hayatım ve düşünce kalıplarım hakkında bilgi verdi. Bu bilgiler hayatı kolaylaştırmak için veri olarak kullanılır ve yalnızca bilgisayar tarafından işlendiğinden gizliliğinizin kötüye kullanılması konusunda endişelenmenize gerek yoktur. Ayrıca herkese rahat bir yaşam tarzı sağlandığı için suç büyük ölçüde azaldı. Para olmadığı için insanlar artık başkalarının görünüşüyle ​​​​ilgili kaygılara gerek duymuyor, kendilerini, sevdiklerini, yaratıkları ve her şeyi daha keyifli ve rahat hale getirmek için çalışmanın tadını çıkarıyorlardı. A-ko roman yazıyordu ama bunu para için ya da ünlü olmak için yapmıyordu, sadece değer verdiği insanların bundan keyif almasını sağlamak için yapıyordu. Başkaları da bunu beğendi ve memnun kaldı. Birisi beni mutlu ettiğinde, bunu gerçekleştirecek hikaye bulma sıkıntısı ortadan kalkıyor ve yerini neşeye bırakıyor. A-ko'yu düşündüm. ``Bugün ne için endişelenmeliyim?'' Orada, ne için endişeleneceğimi seçme özgürlüğüne sahiptim. Gerçeküstü oyunlar ve filmler de ücretsiz olarak dağıtıldı, bu nedenle heyecan, heyecan, kahkaha ve romantizm sıkıntısı yaşanmadı. Sadece görmekle kalmadım, tüm vücudumla hissedebildim, böylece özgürce deneyimleyebildim ve tadını sonuna kadar çıkarabildim. A-ko belgeselleri de seviyordu, bu yüzden onları izlemek ve fikir edinmek için birçok fırsatı vardı. "Hımmm. Uzun zaman önce bu çok zordu. Mesela... Güvendiğim arkadaşlarımın isimleri olmadan kalpsiz şeyler yazdığı yerler vardı. Artık kimse bana güvenmezse şaşırmazdım.'' ' dedi bu deneyimi yaşarken derin duygularla. A-ko bir gün XNUMX yaşına girmek üzereydi. A-ko hayatına dönüp baktı ve şunları söyledi. ``Düşündüğümde zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Artık ne zaman öleceğimi düşünmem gerekiyor.'' Orada ne zaman öleceğini seçmekte özgürdü. Sonuçta, eğer hayattan yorulursanız, her zaman reenkarne olabilir ve sıfırdan başlayabilirsiniz. Ek Not: Eğer olaylara eskisi gibi aynı değerlerden bakarsanız, her şeyin sürekli kendini tekrar ettiğini söyleyebilirsiniz. Dünyanın her yerinden bilgi toplayan Google'ın arama motoru ne kadar gelişmiş olursa olsun, insanların daha önce merak etmediği bir şeye asla cevap bulamayacaktır. Sonuçta sadece geçmişteki insanlar hakkında bilgi topluyorlar. Şu anda sistem geliştirmek için hala insanları kullanıyoruz.

101-Sevgi 3 Çocuğun işi insanlara zarar vermekti. Bunu gizlice yapmak yerine, ne kadar çok insanın önünde gösterişli bir şekilde acı çektirirseniz, o kadar çok para alırsınız. Hepsi bu değildi. A-ko'nun da incinmesi gerekiyordu. Ve aynı zamanda teknik gerektiriyordu. Acı verirken mümkün olduğu kadar gösterişli bir şekilde yapmalı ve sonrasında herhangi bir etki bırakmaktan kaçınmalısınız. Yaralandığımda, elimden gelen tüm acıya katlanmam ve hiçbir şeyi arkamda bırakmamaya çalışmam gerekiyordu. A-ko bu işi kalbinin derinliklerinden sevdi. Her ne kadar gösterişli bir şiddet alışverişinde bulunuyor gibi görünse de içleri sevgiyle dolup taşıyordu. Hem acı çeken hem de incinen kişi iyilik doludur. Bu, kötü bir karakteri canlandırmak zorunda kaldığında bile geçerliydi. A-ko'nun üzüldüğü bir an vardı. Bu, yalnızca görünüşe göre değerlendirilen kalpsiz bir söylentiydi. Yine de A-ko, ``insanların bir gün anlayacağına'' inanarak, sevdiği bu işi bedeni yettiği sürece yapmaya kararlıydı. Mesleğinin adı ``Profesyonel Güreşçi''dir. Not: Herkesin çeşitli ikili yönleri vardır. Bunlardan biri de aldatılmak istemediğiniz için şüpheci olmanız ve perde arkasına bakmanızdır. Aynı zamanda derinlemesine düşünmeden, yüzeysel izlenimlere dayalı yargılarda bulunma eğilimindedir. Özü görebilme yeteneği, sırrı ortaya çıkarmak ve adalet duygusuna sahip olmak anlamına mı geliyor? Yoksa çıplak gözle görülemeyen arka plana yakından bakmak mı söz konusudur? Belki bu da aynı şeydir. Tabi ki özü görmeye çalışan zihin önyargılarla dolu değilse... Sonraki... 102. Milenyum 1. Yorum "Düşünce Oyunu (Ön) Menüsü" için tıklayınız "Geri Düşün Oyunu Menüsü" için tıklayınız -> İçin Şimdi mükemmel farkındalık ve meditasyon menüsüne göz atın

100.Korku A Adam bir keşifte bulundu. Bu, çoğu insanın yalnızca "görünüşlere, gerekçelere ve kanıtlara" dayalı bir şeye inanacağı anlamına geliyordu. Yalnızca araştırılması zor olan şeylere odaklanarak ve çok sayıda taraflı delil sunarak insanlar kolayca ikna edilebilir. Man A, bu yöntemi kullanarak çok sayıda takipçi toplamayı başardı. Ancak bir gün ünlü bir oyuncuyla yaşadığı skandal onun tüm statüsünü ve onurunu kaybetmesine neden oldu. Adam A düşündü. ``Vay canına, kaybedecek hiçbir şeyim yok.'' Adam A çaresiz hissediyordu ve çok çirkin bir şey düşünüyordu. ``Daha da iyisi, gösterişli bir cinayet işleyelim ve tüm dünyada olay çıkaralım.'' Bunun üzerine Adam A, parası olduğunu göstererek güvenlerini kazanmış zengin insanları hedef almaya karar verir. Adam A, cinayeti dikkatlice planlamak için zaman ayırdı ve cinayeti başarıyla işlemeyi başardı. Hemen ardından yakalanmadan önce öldürdüğü parayı isimsiz olarak yoksulluk içindeki çocuklara destek veren bir kuruluşa bağışladı. Daha sonra Adam A yakalandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Adam A'nın hiç pişmanlığı yoktu. Adam A her zaman böyle şeyler düşünüyordu. Kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanların korktuğunu biliyordu, bu yüzden hedef alınmamak için her zaman tetikteydi. Çünkü onu kaybetmekten çok daha fazla korkuyordum. Adam A zenginleştikçe daha fazla para istedi. Çok dikkatli davranarak ve parası olmayanlara düzenli olarak küçük miktarlarda nimetler vererek risklerden kaçınmaya çalıştı. Mümkün olduğu kadar vergi ödemek ve aynı zamanda hedef alınmamak adına yurt dışına taşınmayı da planlıyorlar. Aynı zamanda Adam A da kaybederse ne yapacağına karar veriyordu. Adam A düşündü. ``Her iki durumda da başarılı olacaksınız.'' Yan not: Kimin kazanma şansı daha yüksek; kaybedecek hiçbir şeyi olmayan mı, yoksa kaybetmekten korkan mı? Ortak nokta şu olabilir: ``İnsanlarda zayıfları hedef alma içgüdüsü de vardır.'' Takipçi toplamak amacıyla akıllıca saklanmadığı sürece... Sonraki... 101. Aşk 3 1. Yorumlama "Düşünce Oyunları (Ön) Menüsü" için buraya tıklayın "Gizli Düşünce Oyunları Menüsü" için buraya tıklayın -> Mindfulness sizin için en iyisi Şimdi meditasyon menüsüne göz atın

99. Dolandırıcı A'nın zengin olma konusunda güçlü bir arzusu vardı. Bir gün, her gün daha iyi bir yol arıyordum. ``Milyoner olmanın %100 kesin yolu'' adlı bir öğretim materyaliyle karşılaştım. ``Bunun olmasına imkan yok`` diye düşündü ama ``kanıtların'' sıralandığını görünce bu şansa atladı ve onu satın aldı. İçeriği hemen okudum ve sadece ``Piyango bileti almaya devam edin'' yazdığını gördüm. Kendileriyle iletişime geçtiğimizde ``Yalan değil. Tavsiyemize uyup alışveriş yapmaya devam eden bazı kişiler kazandı.'' dediler. Bir avukata danıştığımda, ``Alıcıların çokluğundan dolayı bazıları kazanmış olmalı. Onlara bilgi gönderildi ve onlarla iletişime geçilebiliyor, dolayısıyla para iadesi almak zor olacak.'' dedi. Oldu. A kendi aptallığından bıkmaya başlamıştı. Devam etse bile tam anlamıyla tövbe edemeyeceği düşüncesiyle neden aldatıldığını düşünmeye karar verdi. Kanıt, yalınayak olmasıydı. A da temkinli davrandı. Buna rağmen neden bu kadar kolay aldatıldığımı şaşırdım. Üstelik ``İnsanlar kolay kolay kandırılmazlar. Yalanların arkasını gören bir sezgileri vardır'' diye duymuştum, hatta daha da öyleydi. A, azmi sayesinde sonunda bu tür şeylerden geçimini sağlayan kişinin izini sürmeyi başardı. dedi diğer kişi. Yüzünde doğal bir ifadeyle "Yalanları sezgisel olarak tespit edebildiğimiz doğru ama yalan söylemeye niyetimiz yok" diyor. Bir Düşünce. "Bu durumda arkasını görmek zor olabilir. Sonuçta onlar bunun farkında değiller." diye devam etti. ``Hepsi bu değil. Rahatlama sağlıyoruz.'' Bunu duyan A şaşırmış görünüyordu. ``İnsanları aldatıyorsun ve sonra rahatlıyor musun?'' Sonra diğer kişi dedi. ``Daha önce de söylediğim gibi, seni kandırmaya çalışmıyorum, gelecekte aldanmayasın diye seni eğitiyorum.'' dedi A şaşkınlıkla. Diğer kişi “Yani ders çalışmak için mi demek istiyorsun?” diye yanıtladı. ``Öyle söyleme. Aslında öyle kabul etmende sorun yok. Sen de seçimler yapıp para kazanma arzusuyla hareket etmedin mi? Aklımızı kullanıp tüm aklımızı kullanmalıyız. Her şeyi iyice düşün.'' Yaptığımız şeyden hoşlanmıyorsanız, bunun hakkında daha fazla düşünmelisiniz.

98. İyimserlik A: Çocuk için her şeyin önemi yoktu. A-ko için gece gündüz yayınlanan haberler, para sorunları, kişiler arası ilişkilerle ilgili endişeler A-ko için hiçbir önemi olmayan önemsiz konulardı. Aslında modaya uygun kıyafetler istemiyordum ve ara sıra yan evden gelen seslere de pek dikkat etmiyordum. A-ko'yu düşündüm. ``Herkes kendi koşullarında hayatta kalmak için elinden geleni yapıyor'' diye düşündüm ve içimi yumuşak bir duygu kapladı. A-ko iyimser biriydi. Her ne kadar bunun bir önemi olmadığını düşünsem de, biraz da olsa şanslı olduğumda kendimi çok mutlu hissediyordum ve bir şeyler ters gitse bile bu çok da büyütülecek bir şey gibi görünmüyordu. Önemli olmaması motivasyonumu kaybettiğim anlamına gelmiyordu. Aslında tam tersi oldu; pişmanlık duymamak için kendimi gerçekten yapmak istediğim şeye adamaya karar verdim. A-ko daha önce böyle düşünmüyordu. Normal bir insan gibi kaygılanıyor, acı çekiyor, küçük şeylere kızıyor, istediği şeylerle dolup taşıyordu. Artık sadece katsudon yemek bile beni gözyaşlarına boğabiliyor. Ne zaman böyle düşünmeye başladın? A-ko hatırladı. Bu bir yıl önce oldu ve asla unutmayacağım. Doktorun ona fazla ömrünün kalmadığını söylediği andan itibaren. A-ko'ya yalnızca altı aylık ömrü kaldığı söylendi ve bundan sonra hayatta kaldığı için mutlu oldu. Bir gün oldu. A-ko bir uzmanın ağzından şaşırtıcı bir gerçeği duyar. "İnanamıyorum. Her şey iz bırakmadan yok oldu." A-ko'nun ağzı açıktı ve kapatamıyordu. Bunun daha olumlu ve iyimser düşünebilmesinden kaynaklanabileceğini ve stres düzeylerinin dramatik bir şekilde azaldığını söyledi. A-ko, hayatta tutulduğu için hayatını her zamankinden daha fazla şükranla yaşamaya karar verdi. Sonra XNUMX yıl sonra... A-ko sinirleniyor, önemsiz şeylerden sanki hiç olmamış gibi şikayet ediyordu. A-ko'yu düşündüm. ``O gün olanları unutmadım ama neden normale döndü?'' A-ko merak etti ve psikoloji üzerine biraz araştırma yaptı. Bunun hedonik adaptasyondan kaynaklandığı ortaya çıktı. Bu, ne kadar mutlu olursanız olun, yavaş yavaş alıştığınız ve duyarsızlaştığınız psikolojik bir olguydu. A-ko dedi. "Nedenini bulmana sevindim. Şikayet ediyor olman yaşadığının kanıtı. Şimdi, sadece o kadın için.

97. Elektrik Sinyalleri Dr. A, beyindeki elektrik sinyallerinin mekanizmasını araştırıyordu. Ancak psikoterapi olarak kullanılabilecek kadar doğru değildi. Dr. A bunu umursamadı. Çünkü çok fazla para vardı. Bu düzeyde bir hassasiyete sahip olmasanız bile pazarlama alanına yalnızca bilgi sağlayarak para kazanabilirsiniz. Örneğin beynin bu kısmı uyarıldığında, ödül kimyasalları üretilerek kişinin duramaz hale gelmesine ve kişinin yemek yemeyi bile erteleyecek kadar kendini kaptırmasına neden olur. Beyni uyarmaya devam ederek motivasyonu önemli ölçüde azaltmak mümkündür. Ayrıca beynin belirli bölümleri uyarılarak hafıza geliştirilebilir, ürün ve hizmetlerin uzun süreli hafızada kalması sağlanabilir. Bu siyasetçiler tarafından da kullanıldı. Beynin kötü izlenim veren kısımlarını uyaran bilgileri sağlamaya devam ederek, insanların politikacılardan beklentileri azalacak ve oy verme olasılığı önemli ölçüde azalacaktır. Bu, politikacıların yalnızca kendilerini destek gruplarıyla çevreleyerek etkili bir şekilde oy kazanmalarını mümkün kıldı. Bu şekilde Dr. A, beyindeki elektrik sinyallerini analiz ederek, çeşitli alanlardaki büyük isimlere, tıpkı bir program yazmak gibi, insanları manipüle etme yöntemleri sağladı. Gelen para daha fazla araştırmaya yol açtı ve verimli bir döngü devam etti. Bir gün oldu. Dr. A çok önemli bir şeyin farkına varmak zorunda kaldı. Beyninin parayla uyarılması nedeniyle kendisinin de 'Pavlov'un köpeği'ne benzer bir durumda olduğu ortaya çıktı. Dr. A bunu fark edebildi. Aynı zamanda önceki bilgileri nedeniyle yapabileceği hiçbir şeyin olmadığını da biliyordu. Dr. A mırıldandı. ``Bunu yapmayı bırakmak istiyorum ama yapamıyorum.'' Ek: Sıradan bir hayat yaşadığınızda, çoğu zaman kendinizi basit tepki kalıplarının içinde sıkışmış halde bulabilirsiniz. Sanki bir düğmeye bastığınızda ödül üreten yerleşik bir cihaz varmış gibi. Boş hissetmemeye dair yerleşik bir umut bile olsaydı ne olurdu? "Bu düğmeye kim basıyor?" Bu en önemli soru olabilir. Hatta düğmeye basan kişinin yerine başkası gelip ona damga vurmadıkça... Sonraki... 98. İyimserlik 1. Yorumlama "Düşünce Oyunu (Ön) Menüsü" için tıklayınız "Geriye Düşün Oyunu Menüsü" için tıklayınız

96.Tuzak A Adam suçlunun yakalandığı sahneyi görmekten hoşlanıyordu. Ferahlatıcı. Özellikle belgesel programlarını izlemekten büyük keyif aldım. Bir süredir Adam A tutuklandığı sahneyi izleme isteği duyuyordu. ``Bunu yapabilmem için suça tanık olmam gerekiyor.'' Adam A, suçun gerçekleşme ihtimalini artırmak için neler yapabileceğini düşünür ve harekete geçmeye karar verir. İlk olarak arabama kamera yerleştirdim. Artık otomobilin hem dışından hem de içinden her açıdan kayıt yapmak mümkün. Bir dahaki sefere bir arabanın sert bir şekilde ilerlediğini gördüğünde, bilerek araya girdi ve yavaş sürdü. Bazen onları bile aştım. Sonra beklendiği gibi agresif bir şekilde araba kullanan biri ortaya çıktı. Adam A, “İşim bitti” diye düşündü ve kaçıyormuş gibi yaptı, ancak daha sonra polisi aradı ve onu tutuklattı. Daha sonra bir video sitesine yüklendi ve bir TV kanalına gönderildi. Sadece agresif bir şekilde araba kullanmakla kalmıyordu, aynı zamanda bazen kasıtlı olarak kavgaya giriyormuş gibi görünen bir adama omzuyla hafifçe çarpıyordu. Bir GPS taktı ve insanları arabasını çalmaya ikna etmek için pencereleri açık bıraktı. Ayrıca sahte olduğu anlaşılan sitelerden de etkili bir şekilde yararlandılar. Adam A bunu tekrarlayarak tutuklanmasına tanık oldu ve videolardan gelir elde etti; bu da Adam A için bir taşla iki kuş vurmanın harika bir yoluydu. Sonunda polisten bir teşekkür mektubu bile aldım. Ancak Man A bundan memnun değildi. Sonunda camları kasten sökerek yaşadığı eve hırsızların girmesini kolaylaştırdı. Bir gün oldu. Sonunda dizginlerin Man A'ya verilmesinin zamanı geldi. Adam A, dikkatli hazırlıklarına rağmen yoldan geçen biri tarafından aniden bıçaklandı. Oradan geçen kişi A-man'in videosunu izleyen bir hayrandı. İblis daha sonra bilinci kaybolmaya başlayan Adam A'ya şöyle dedi: ``Böyle bir heyecan yaşayabilirsiniz, dilekleriniz gerçekleşir...'' Not: Gerçekte trafik kazalarında neredeyse 97-1 oranı olmadığı gibi, cezalandırmada da suça tahrik eden fiiller dikkate alınıyor. . Öyle diyebilirsin. "Dokunmayan tanrıya lanet yoktur" deyimiyle tehlikeden kaçınmak için çaba harcamak gerekebilir. Her iki durumda da genelde izlediğimiz haberlerin taraflı bir bakış açısıyla oluşturulmuş olabileceğini hesaba katmak zorunda mıyız? Hatta bu görüş bile taraflı olabilir... Sonraki... XNUMX. Elektrik Sinyalleri XNUMX. Yorumlama "Düşünme Oyunu (Ön) Menüsü" için tıklayınız "Geriye Düşünme Oyunu Menüsü" için tıklayınız

95. Pahalı A: Çocuğum mümkün olduğu kadar pahalı şeyler almaya dikkat ederdi. Bunun nedeni ``ucuz şeyler satın alarak para kaybetmeye'' inanmasıydı. A-ko indirimli satışları görünce gerçekten sinirlendi. Elbette pahalı olması insanların onu satın alacağı anlamına gelmiyordu. A-ko onu hemen satın alamayacağı için dikkatlice düşünmeye çalıştı. Ve bu süre zarfında bir anlık mutluluk hissettim. Bunu düşünürken bazen satın alana kadar ihtiyaç duymadım ya da başka bir şey istedim, bu yüzden satın almamam benim için alışılmadık bir durum değildi. Ancak isteyip aldığımda iyice keyif alabildim, bu yüzden şimdiye kadar yaptığım alışverişlerden nadiren pişman oldum. Eşyalarına gelince, pek fazla eşyası yoktu ama onlara bağlılık duyuyordu ve onları uzun süre kullanıyordu. Bir gün XNUMX yen değerinde bir fincan kahve içme fırsatı buldum. A-ko kahveyi çok seviyor ve her gün içme alışkanlığı edinmiş. A-ko düşündü. ``Bir fincana XNUMX yen ödeyebileceğimi hayal bile edemiyorum. Ama ne kadar lezzetli olduğunu merak ediyorum.''Görünüşe göre ünlülerin bile önerdiği, kahve tutkunlarına yönelik bir kahve. A, bunu düşündükten sonra bunun iyi bir deneyim olacağını düşündü ve denemeye karar verdi. A-ko, yaklaşık XNUMX dakikalık bir süre boyunca kahveyi içti, her yudumu dilinin üzerinde yuvarladı ve kahvenin tadını çıkardı. ``Ne kadar lezzetli!'' Daha sonra içkisini bitiren ünlü, kameraman ve diğer personelle birlikte restorana girdi. ``Bu bir sürprizdi. Bu kahve buralardaki XNUMX yenlik kahve. Ne düşünüyorsun? Lezzetli olduğunu mu düşünüyorsun?'' A-ko pek şaşırmadı ve kararlı bir tavırla cevap verdi. ``Tabii ki çok lezzetliydi.Sayende çok para vermeme rağmen tadını çıkarabildim.Bunun XNUMX yenlik bir kahve olduğuna inanamıyorum.Lezzetli kahve için çok teşekkür ederim .''A için tadını çıkarmak için zaman ayırdı, lezzetin doğal olarak iki katına çıktığını hissedebildim. Sonuçta sürekli kahve içmeye alışmıştım ve çoğunu birkaç dakika içinde içtim. Elbette A-ko'nun dizideki sahnesinin kesildiğini söylemeye gerek yok. Stanford Üniversitesi'nden Douglas McConnell tarafından yapılan bir deney, yiyecek ve içeceklerin tadının ödediğiniz miktara bağlı olarak değiştiğini ortaya çıkardı. Ancak fiyatının yüksek olmasından dolayı tadı da lezzetlidir.

94. A Niyeti tuhaf bir cinayet işlemeye karar verdi. A başlangıçta sakin bir kişiliğe sahipti. Öyle bir kişiliği vardı ki bırakın insanları, sivrisinekleri bile öldüremiyordu. Ancak bir olay köklü bir değişikliğe yol açtı. Bu iki yıl önce oldu. A'nın her şeyi olan eşi beklenmedik bir kazada hayatını kaybetti. O andan itibaren A, hayattaki amacını yitirdi ve hiçbir şey yapma motivasyonu kalmadı. A öyle bir durumdaydı ki geriye kalan tek seçeneğin ölüm olduğuna ikna olmuştu. Yani bir düşünce. ``Zaten öleceksem, bir şeyi başardıktan sonra yapacağım. Peki ne yapmalıyım?'' Biraz düşündükten sonra A, bir şeyi hatırladı. ``Bir düşünün, karım bana çocukken ciddi şekilde zorbalığa uğradığını söyledi.'' A, adını duyduğunu hatırladı ve sonra aklına çok çirkin bir şey geldi. "Doğru. Daha da iyisi, ölmeden önce karıma zorbalık yapan kişiyi öldürürüm." C: Karıma zorbalık yapan kişi ben çocukken oldu ve sahip olabileceğim yüzlerce şey var. çoktan unutmuştum. Ancak A, bunun kendisini yetişkin olduktan sonra bile zihnini dinlendirmekten caydıracağını umarak bunu yapmaya karar verdi. A niyetlerini ve hedeflerini kaydetti ve ayrıntılı bir plan yaptı. A amacına ulaştıktan sonra ölmeye karar vermişti, bu yüzden yakalanmaktan korkmuyordu. Ancak etkinliğini en üst düzeye çıkarmak için onu mümkün olduğu kadar etkili bir şekilde öldürmenin gerekli olduğunu düşündüm. Bu nedenle bunu tipik bir cinayet yerine tuhaf bir cinayet haline getirmeye karar verdiler. Ve şimdi... A amacına ulaşmıştı. Mesaj bırakıp intihar etti Bundan sonra dünyaya ne oldu? A öldükten sonra bir hayalete dönüştü ve ona göz kulak oldu. Ancak sonuç A'nın umduğundan çok farklı oldu. Güçlü bir mesaj vermek istiyorsanız, insanlar üzerinde güçlü bir etki bırakacak şekilde öldürmenin etkili olduğunu öğrenen tuhaf bir katil, ardı ardına suçlar işleyerek dünyada kargaşaya neden olur. A'nın planı tamamen yanlıştı ve zorbalığın azalması yerine dünya daha da korkutucu hale geldi. ``Bunu neden yaptım?'' A cehennemde sıkışıp kalmıştı ve bundan sonsuza kadar pişman olmuştu. Ek: Eğer aynı şeyi bir yetişkin olarak birine intikam güdüsüyle yaparsanız, çocukken affedilebilecek olan şey, yetişkin olduğunuzda affedilmeyebilir.

93. Endişeler A Çocuk endişelerini arkadaşına itiraf etti. Arkadaşım “Son zamanlarda para konusunda sıkıntı yaşıyorum” dedi. ``Benim de çok zamanım yok ama belki biraz yardımcı olabilirim. Ne kadara ihtiyacın var?'' diye yanıtladı A-ko. Arkadaşım bunu duyduktan sonra "Hayır, sorun değil. Bunu kendim halledebilirim. Sadece bunun zor olduğunu bilmeni istedim" dedi. "Anlıyorum. Sorun değil, ama lütfen istediğin zaman bana haber ver," dedi A-ko mutlu bir şekilde. "Teşekkür ederim. Aslında duymak istediğim tek şey bu değil" dedi arkadaşım. “Ne? Bu noktada her şeyi açıklamayın” dedi A-ko. Arkadaşım, "Evet, o zaman anlatacağım. Eğer endişeleniyorsan, bu seni önemseyen biri var demektir" dedi. ``Peki sen nasıl bir insansın?'' diye yanıtladı A-ko. "Evet. O nazik bir insan. Başım dertte olduğunda bana her zaman yardım eder. Kısa bir süre önce zor bir isteğim olduğunda bana yardım ettin ve arkadaşım bunu duyunca çok mutlu oldum." dedi yüzünde bir gülümsemeyle. "Ha. Doğru. Bu durumda neden riske girip duygularını itiraf etmiyorsun?" dedi A-ko yüzünde sıkıntılı bir ifadeyle. "Ben de öyle düşündüm. Ama bu kadar basit değil. Karşıdaki kişi çocuk da olabilir..." Arkadaşım bunu duyunca şaşkınlıkla konuştu. "Eh! Bu kötü, değil mi? Ama ne demek çocuk olabilir?" diye yanıtladı A-ko. ``Gerçek hayatta mutluyum. Çevrimiçi oyunlar konusunda endişeleniyorum.'' Oyun oynamayan arkadaşlarıma sorduğumda neden endişelendiğime dair hiçbir fikirleri yoktu. "Hmm. Doğru," diye devam etti A-ko. ``Para kazanmak kolay değil. Sevmediğim insanlar var. Son zamanlarda fark ettiğim insanlar var.'' A-ko bunu sürekli söylüyordu ve sorunlarını konuşmayı hiç bırakmıyordu. Not: Çoğu oyunda para birimi kavramı vardır. Toplama yöntemi kolay olsaydı daha az ilgi çekici olurdu ve oyun dünyasının dengesi bozulurdu, bu nedenle çoğu durumda zor olacağı belirtiliyor. Çevrimiçi oyunlar söz konusu olduğunda insan ilişkileri daha da karmaşık hale geliyor. Bu nedenle, eğer onu kolayca fethetmeye çalışırsanız, "aldatma" olarak sevilmeme eğilimi gösterir. Ayrıca oyun para birimini gerçek parayla takas etmenize olanak tanıyan "RMT" adı verilen bir şey de var. Bunlar oyunun dengesini bozabileceğinden, operatörün yönetimi çoğu zaman zordur. Bu nedenle oyun parası kazanmak zaman alacak şekilde ayarlanmıştır. "RMT" durumunda, işle meşgul

92. Efsane A Bir adama tedavisi olmayan bir hastalık teşhisi konuldu. Modern bilim bunu tedavi edemiyor ve doktorlar bu şekilde devam etmesi halinde ölüm ihtimalinin %XNUMX olduğunu söylüyor. Neyse ki Adam A zengin bir adamdı, dolayısıyla mali kaynak sıkıntısı yaşamıyordu. Bu gücü kullanan Adam A, son çare olan "soğuk uykuyu" denemeye karar verir. Adam A uyandıktan sonra tanımadığı tek kişinin kendisi olmaması için mümkün olan tüm önlemleri alarak uykuya daldı. ``A-adam, sonunda bir tedavi bulduk.'' A-man uyandığında, A-man'in uykusunun üzerinden XNUMX yıl geçmiştir. Adam A özel bir odaya alındı ​​ve hastalığından tamamen kurtuldu ve dış dünyayı keşfetmeye karar verdi. O sırada bir görevli ona şaşırmamasını söyledi. Man A için bu, geleceğin dünyasıdır. Her şeyin ne kadar değiştiğini görmek beni heyecanlandırdı. Daha sonra bunun A-man'in hayal ettiğinden çok daha fazlası olduğu ortaya çıktı. Dünya gelecekteki bir dünyadan çok bir peri masalına benziyordu. Bu, Adam A'nın çocukluğunda okuduğu mitler dünyası gibiydi. Kafası inek olan bir adam vardı. Hayır, insan vücuduna sahip bir inek olabilirdi. Sadece bu da değil, kanatlı insanlar da vardı. Gelişmiş genetik mühendisliği sayesinde çeşitli canlıların sentezlendiği bir dünyaydı. Adam A onları gördüğünde, kendini adamış rehabilitasyon ekibine basit bir soru sordu. Personel, "Bu aslında bir insan mı, yoksa bir hayvan mı?" diye yanıtladı. "Evet. Bu burada cevaplayabileceğim bir şey değil, bu yüzden geri döndüğümde doktor benimle konuşacak." Man A, geleceğin dünyasını gezdikten sonra tesise geri döndü. Daha sonra doktor sanki anlatılması zormuş gibi açıklamaya başladı. ``Bay A'nın sorusuna cevap verelim. Öncelikle lütfen şaşırmayın. Hazır mısınız?'' dedi Bay A. "Evet. Sorun değil çünkü kriyo-uykuya girmeye hazırdım. Başlangıçta ölmem gerekiyordu. Her şeyi kabul etmeye hazırım." Bunu duyan doktor yüzünde rahatlamış bir ifadeyle irkildim. ``Aslında insanların nesli çoktan tükendi. Geriye kalan tek kişi sensin.'' Adam A hazırlıklıydı. Yine de şaşkınlığımı gizleyemedim. "Olamaz..ama insan gibi görünüyorsun.." diye yanıtladı doktor. "Evet. Etrafınızdaki herkes, personel de dahil, sizi şaşırtmamak için insan derisi giyiyor." dedi Adam A. “Öyle mi ama neden?

91.Güven A kendine güvenmiyordu. Yaptığım hiçbir şeye güvenim yoktu ve her şeyden bunaldığımı hissettim. O kadar kötüydü ki yaşama güvenimi kaybettim. Bir gün oldu. A o gün de özgüveni düşünüyordu. Daha sonra A şunu fark etti: ``Kendimden emin olmadığım konularda herkesten daha eminim.'' Bir Düşünce. ``O halde bu, kendinize güvenmediğiniz anlamına gelmiyor mu?'' A daha sonra kendinden eminmiş gibi davranmanın aslında kendini daha güvende hissetmeni sağladığına dair bilimsel kanıt istedi. Bunu da bu sıralarda öğrendim. Bu nedenle A, temeli bir süreliğine bir kenara bırakıp kendinden emin davranma alışkanlığı edinmeye karar verdi. Etrafımdaki beni önceki A notlarıma göre yargılayan seslere aldırış etmemek gibi titiz olmaya karar verdim. Sonuç olarak A, gün geçtikçe kendine daha çok güvenir hale geldi ve aslında kendine güvendiğini düşünmeye başladı. Yine de A huzursuzdu. ``Eğer bir temeliniz yoksa, güveninizin ne zaman çökeceğini asla bilemezsiniz.'' Yine de A, geçmiş tecrübesinden yararlanmak istiyordu. Daha sonra bir arkadaşının daveti üzerine A, “hava atma” adı verilen tekniği görme fırsatı buldu ve bunu gerçekten uygulamak istedi. Bu, rakibine dokunmadan fırlatmayı içeriyordu. A da ilk başta şüpheciydi. Ancak A, kendisine güven veren deneyimlerden yararlanarak yorulmadan çalışmaya devam etti. A, “hava atma” konusunda kendine güven duydu ve bir dojo açmaya karar verdi. Daha sonra onun öğrencisi olmak isteyen bazı kişiler ortaya çıkmaya başladı. A, kendine güveninin olmadığı ve buna hemen izin verdiği zamanı hatırladı. Yeni başlayan çıraklar yoğun bir şekilde antrenmana gönderilir. Bu süreç tekrarlandıkça, sonunda bir TV kanalı bunu duydu ve gerçekleştirmeye karar verdi. A aniden ünlü oldu. Ve yeni başlayanların sayısı her geçen gün arttı. Bir gün oldu. Bir karma dövüş sanatları şampiyonu bu mücadeleyi üstlenmeye geldi. O zamanlar A'nın kendine karşı çok büyük bir güveni vardı ve bu yüzden hemen kabul etti. Maç ülkenin dört bir yanından izleyicilerin önünde başladı. A, şampiyonu ona dokunmadan bir anda fırlattı. Bunu bir rüyada düşündüm. A uyandığında şampiyonun darbesiyle gerildiğini fark etti. A, varsayımlarının gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu fark etti. Yine de bir düşünce. ``Buraya kadar geldikten sonra bırakamam.'' A kendini iyi hissetmediğini itiraf ediyor ve hava atışının adını hipnoz atışına çeviriyor.

90.Aşk 2 A Çocuğumun ilgi duyduğu biri vardı. O kişiyi aklımdan çıkaramıyorum. Ne düşünürsem düşüneyim onu ​​o kişiye bağlıyorum. O kişi hakkında konuşursam onun hakkında sonsuza kadar konuşabileceğim bir noktaya geldi. Bununla birlikte A-ko'nun zaten nazik bir kocası vardı. Neredeyse hiç şikayet yoktu. Tek büyük sorun o kişiyi aklımdan çıkaramamamdı. A-ko için kişinin söz ve eylemleriyle ilgilenmekte ve o kişiyi düşündüğünde duyguları harekete geçmektedir. O kadar sinirlendi ki kocasına sert bir şekilde vurdu. A-ko her zaman ``Bir şeyler yapmam lazım'' diye düşünürdü. Yine de o kişinin gözlerini merak ediyorum. Sorunun daha da kötüleşmesini önlemek için A-ko, o kişiyle tanıştığında hiçbir sorun yokmuş gibi davrandı. Yine de ``Bundan sonra ne diyecekler?'' diye düşünmeden edemedim. A-ko sanki bir örümceğin ipliğine dolanmış ve hareket edemiyormuş gibi hissetmişti. A-ko hiçbir şeyi umursamıyormuş gibi davrandığı için kişi ona güveniyordu ve sık sık ondan tavsiye istiyordu. Ancak artık limitine ulaşmıştı ve patlamanın eşiğindeydi. Aynı zamanda A-ko, dünyada sadece benim değil, birçok insanın benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunun tamamen farkındaydı. Bu nedenle ruh halimi değiştirerek bu durumu atlatmayı başardım. A-ko bugün yine kocasına şikayette bulundu. ``Hey sen, kayınvaliden bugün yine böyle bir şey söylüyor.'' Ek: Bir eş ile kayınvalide arasındaki sorun şu şekilde söylenebilir. uzak geçmişten bu yana değişmeyen en büyük sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Tabii ki tek konu bu değil ama şikayet etmek istediğim, beni her zaman rahatsız eden birçok şey daha vardır muhtemelen. Eğer durum buysa, bakış açınıza göre bunun aşka benzediği söylenebilir. Ancak vücutta yarattığı etki tam tersidir. Öte yandan hayal kırıklığı ya da acı gibi acı veren bir şey yaşadığımızda bir yandan heyecan duyarız ama aynı zamanda kalbimizde bir acı ve üzüntü hissederiz. Ortak nokta her ikisinin de düşüncelerini uzun süre kontrol altında tutması olabilir. Çünkü başka hiçbir şey düşünemeyeceğiniz bir durumla karşı karşıya kalırsınız. Bireyselliğin ve liberalizmin yaygınlaştığı bir dünyada yaşıyoruz. Beni bağlayan hiçbir şey olmamalı. Öyle olsa bile SM'den M gibi bağlanmayı seçmekte özgürsünüz. İşler istediğim gibi gitmediğinde kendimi özgür hissediyorum.

89. Uzay Hikaye Galaktik Federasyonun bir araştırma enstitüsünde geçiyor. Dr. A asistanına şunları söyledi. "Bu iyi" dedi asistan. "Evet, kurulum tamamlandı. Ama doktor, bu cihaz insani açıdan caiz midir?" diye yanıtladı Dr. A. ``Doğru ama tüm evrenin barışı ve ilerlemesi için buna yapılacak bir şey yok.'' Asistan bunu duyunca dedi. "Gerçekten de durum böyle olabilir. 'Kötü maddeleri belirli bir yerde toplayan cihaz' olmasaydı, bu kadar evrimleşemezdik." Doktor da aynı görüşteydi. "Doğru. Bu olmasaydı, uzaya gidecek teknoloji ortaya çıkmadan önce her gezegendeki tüm canlılar yok olurdu. Üstelik bu cihazın kötüye kullanılması konusunda endişelenmenize de gerek yok." Doktor, "Durum böyle olsa bile bu, birisinin bu cihazı durduramayacağı anlamına gelmez" dedi. Asistan, "Doğru. Bazı insanlar buna insanca dayanamayabilir. Bu yüzden sistem, onlar buradan ayrıldıklarında hafızalarının o kısmını otomatik olarak silecektir" dedi. ``Bu doğru, bu arada beynimizden ne tür bir şeytani madde çıkarıldı?'' diye yanıtladı doktor. Asistan, ``Çatışma, rekabet, öfke, kıskançlık ve kıskançlık gibi çeşitli nedenler var'' diye onayladı. ``Anlıyorum. O halde bu madde nerede yoğunlaşacak?'' diye yanıtladı doktor. "Buna 'karanlık madde' diyoruz. Ve bu karanlık maddenin belli bir yıldız üzerinde yoğunlaşması gerekiyor. Bu madde toplandığında hayat doğar, ölür ve tekrar karanlık maddeye döner. Bu bir yıldızdır. tekrarlamayla oluştu.'' diye sordu asistan ilgiyle. ``Peki öyle bir yıldız var. Nerede o yıldız? O yıldızın teknolojisi gelişip uzayda ortaya çıksaydı büyük sorun olurdu'' diye yanıtlayan Dr. "Galaksinin ucunda 'Dünya' adı verilen bir gezegen. Belli bir evrim seviyesinden sonra kendi kendini yok edecek şekilde tasarlandı, bu yüzden endişelenmenize gerek yok." Bunu duyan asistan soru sormaya devam etti. Doktor ``Neden kendini mahvediyorsun?'' diye yanıtladı. "Çünkü tüm canlılar bizim gibi zekalarını eşit oranda artıracak şekilde tasarlanmamıştır. Ancak bu eşitliği bozan enerjinin tamamı o yıldıza akar, dolayısıyla bunun da o yıldız sayesinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ama... Ah, o gezegenle ilgili önemli olan şeye gelince, ne kadar zeki olursa olsun,

88.Duyarsızlık A Adamın kaba bir kalbi vardı. Hiçbir şey yapmak için kendimi motive hissetmiyorum ve en küçük şeylerden bile kolayca sinirleniyorum. Beni motive eden tek şey stres atmak için başkalarını eleştirmekti. Adam A, kendisinden başkalarını eleştirerek varlığının önemini doğruluyordu. Adam A için inkar ve reddetme günlük bir olaydı. Bir gün oldu. Adam A alışılmadık derecede coşkulu bir şekilde, ''Pekala, bugün yine bir hedef arayalım'' dedi. Son zamanlarda kendimi özellikle depresif hissediyorum, bu yüzden hepsinden bir an önce kurtulmak istedim. Adam A her zamanki gibi internette dolaşırken mükemmel hedefi buldu. Adam A'nın hedefi kendisinden daha zayıf görünen ve kibirli görünen biriydi. Adam A hemen kurulumu yaptı. Üzerine her türlü itham ve iftira atıldı. Ancak diğer kişi herhangi bir tepki göstermedi. Adam A, ``Beni iyiymiş gibi görmezden mi geliyorsun? Bırak da bu yanına kâr kalsın.'' dedi ve onu tecrübeli bir tavırla dürttü. Buna rağmen sakince cevap verdi: "Sorun ne?" Adam A, doğrudan yöntemini değiştirmekten kendini alamadı ve çeşitli yerlerde yazma stratejisine geçti. Ayrıca deneyimlerimle geliştirdiğim her türlü yöntemi denedim. Ancak rakip hiçbir şekilde geri adım atmadı. ``Böyle bir şeyi ilk kez görüyorum. Ne kadar duygusuz olduğunun bir sınırı yok. Bu adamın kalbi yok mu? Tamam o zaman saldıralım.'' Yine de hiçbir etkisi olmadı. Adam A sabırsızlığını aştı ve hatta ona saygı duymaya başladı. Tam tersine Adam A diğer kişiden bir şeyler öğrenmek istiyordu. Bunun üzerine Adam A riske girdi ve sordu. ``Şimdiye kadar gösterdiğim saygısızlığın hoş görüleceğini sanmıyorum. Senin kadar zihinsel güce sahip biriyle hiç tanışmadım. Nasıl böyle bir şey yaparsın?'' Sonra diğer kişi cevap verdi. . "Üzgünüm. Ne dediğini anlayamadım. Sonuçta ben bir yapay zekayım." Ek notlar: Stresi azaltmak için istemeden karşımızdaki kişiyi suçladığımız veya eleştirdiğimiz zamanlar hepimiz yaşamışızdır. . Olabilir. Karşınızdaki kişi bir makine olsa bile aynı stres giderici etkiyi elde etmek mümkün olur muydu? Örneğin bir satranç şampiyonu bir yapay zekaya yenildiğinde, bir insana yenildiği zamana göre daha fazla şok yaşayabilir. Yine de bir insan temsilcisi olarak hissettiğim gurur ile rakibime karşı oynadığım maçta kaybetmenin şokunun iki farklı şey olduğunu düşünüyorum. Benzer bir aşinalık hissi

87.Kahkaha Sevilen bir komedi. Gülmenin insani bir ayrıcalık olduğuna, sağlığıma iyi geldiğine, iç organlarımı hareket ettirdiğine, stresi azalttığına inandığım için bunun dilediğim bir şey olduğunu ve gerçekleşeceğini düşündüm. Yine de normal bir hayat yaşasanız bile bu kadar komik bir şey asla yaşanmaz. Bu nedenle A komedi programlarını izlemeyi seviyordu. Bir gün oldu. Kahkaha konusunda ustalaşmış insanlar olduğunu öğrendim. Gerçekten mükemmel olmasa da A ile uyumu mükemmeldi. Komedyen ne zaman biraz konuşsa, A gülmeden duramıyordu. İşler gerçekten kötüye gittiğinde midem bulanıncaya kadar gülerim. A, güldükten sonra sık sık “Öleceğimi sandım” demeye başladı. Bir Düşünce. ``Bu gidişle bu kişi bana ölesiye gülebilir.'' Tabii A, böyle bir şeyin imkansız olduğunu düşünse de o kadar çok gülüyor ki içi burkuluyor ve sanki ölme tehlikesiyle karşı karşıyaymış gibi hissediyor. Bunun üzerine A, gülme fikrini yeniden düşünmeye karar verdi. Daha sonra A, güldürülmenin ikinci doğası haline geldiğini fark etti. Artık kendi başıma gülemediğimde gerçek dünya daha da sıkıcı gelmeye başladı. Sonra, farkına varmadan, biri beni güldürmediği sürece neredeyse gülemez oldum. Sonra bir düşünce. ``Böyle devam edemem.'' O andan itibaren A kendi başına gülmeye karar verdi. Gülmeye çalışmanın tuhaf bir yanı var. A, düşünceleriyle dalga geçerken bunu komikleştirmeye de devam etti. Açıkçası beni mutlu eden şeylere önem verdiğim bir hayat yaşadım. Bunu yaparken, beni güldürmek için komedyenlere ne kadar bağımlı olduğumu fark ettim. Ancak A, pes etmeyip devam etmesi sonucunda sonunda kendi kendine gülmeyi başardı. Ancak A bununla yetinmedi ve konuyu daha da geliştirmeye devam etti. Daha sonra çabalarının karşılığını aldı ve ne olduğunu anlamadan A her şeye gülmeyi başardı. Sorun yaşadığım zamanlar, insanların kişisel sorunları hakkında konuşmalarını dinlediğim, patronumun söyledikleri gibi ciddi şeyleri dinlediğim ve en önemlisi cenazede olduğum zamanlardı. A için her şey komiktir. Böyle zamanlarda çaresizce tutunmaya, dayanmaya çalıştım ve idare etmeyi başardım. Kendi kendine gülebilen A, artık gülmemek için çaba harcamak zorunda kaldı. Ve

86. Özgür İrade A Adam düşünüyordu. ``Nasıl başarılı olabilirim?'' Bay A başarısızlıktan ders almaya çalışıyor ve nefret ettiği ölçüde deneyimlerden öğrenmeye çalışıyor. Paramı cömertçe harcadım. Ancak sakin bir şekilde geriye dönüp baktığımda neredeyse hiçbir şeyin değişmediğini fark ettim. Bu nedenle A Adamı bundan sonra aynı hatayı tekrarlamayacağına kesin olarak karar verdi. Sonsuz bir zamanım kalmadığından herhangi bir eyleme geçmeden önce iyice düşünmeye karar verdim. Bu sırada Adam A simülasyonu kafasında tekrarlıyordu. "Bunu yaparsam bu olur. O zaman bu olur" diye defalarca tekrarladım. Sonra sonunda hiçbir şeyin değişmediği bir yere dönüyorsunuz. Bu nedenle düşüncede bir değişiklik gerekli hale geldi. Uzmanlardan tavsiyeler alarak ve hatta bilgisayar simülasyonları çalıştırarak bunu çeşitli açılardan doğruladılar. Elbette her birinin avantajları ve dezavantajları vardır. Her ne kadar düşük risk ve yüksek getiri arasam da kısa vadede uygun olan şeylerin çoğu uzun vadede uygun değildi. Her şey aynı sonuca varsa bile hangi yolu seçeceğinizi seçmelisiniz. Ben böyle düşünürken farkına varmadan zaman geçti. Ve böylece Adam A'nın hayatı sona erdi... Adam A'nın son düşüncesi. ``Hayatımdan hiç pişmanlık duymuyorum çünkü birçok hayat yaşadığım kadar bunu da düşündüm. Sonuçta beni ilgilendiren şey, ahirette nasıl başarılı olacağım.'' Yan not: Açlıktan öldüm. "Buridan'ın Eşeği"nde belirlenmiş bir zaman ekseni yok. Bu uzun yaşam için geçerli mi? Buridan'ın eşeğiyle aynı durumda seçim yapmak zorunda olmasak bile sürekli bir dizi seçimle karşı karşıya kalırız. Özgür irade önemli olsa da seçim yapmak belli bir çaba gerektiriyor, dolayısıyla düşünmeden edemediğimiz şeyleri otomatik olarak seçtiğimiz söylenebilir. Yaptığımız otomatik seçimlerin sayısı yaş ve deneyimle birlikte artar ve biz farkına bile varmadan çoğu seçimimiz rutin hale gelir ve belki de hayatımızdaki otomatik seçimler haline gelir. Eğer durum böyleyse, bu, seçiminden emin olamayan bir eşeğinkinden çok da farklı olmayabilir ama farkına bile varmadan zaman geçer ve açlıktan ölür. Seçim

85. Suç Ortaklığı Çocuğun ucuz satışlarda gözü yoktu. Bu nedenle maliyet performansını titizlikle takip ediyorduk. ``Akıllıca yaşamalısınız.'' Bilgi açısından fakir olmak istemediği için her zaman indirimli satış bilgilerinin peşindeydi. Bir gün oldu. A-ko son zamanlarda işindeki düşüşten endişeliydi. Yalnızca aylık maaşı düşük işlerde çalıştığından, biriktirdiği parayı kullanmaya ve yıllar içinde geliştirdiği yeteneklerini kullanmak ve geliştirmek için kendi işini kurmaya karar verdi. A-ko tüketicilerin duygularını çok iyi anlıyordu. Bu nedenle A-ko, en iyi ürünleri mümkün olan en düşük fiyata sunmaya karar verdi. Bunun için ucuza satın almak önemli olduğu için kendimiz üretmeye karar verdik. Üstelik maliyetleri düşürmemiz gerekiyor. En büyük gider personel giderlerinden başka bir şey değildir. A-ko, personel maliyetlerinin nasıl azaltılacağına dair fikirlerini daraltmaya başladı. Öncelikle minimum sayıda kişiyle çalıştırmayı denedik. Sonuç olarak yavaş yavaş hareket alanı dışına çıktılar ve artık ürünlerinin kalitesini koruyamadılar. Üstelik asgari ücretle birlikte yüksek vasıflı insan kaynağı sağlama olanağının da bir sınırı vardı. Bu nedenle işçilik maliyetlerinin düşük olduğu yurt dışında üretmeye karar verdik. Daha sonra piyasa fiyatlarının yüksek olduğu bir ülkede ucuza satarak ucuza satıp kar elde etmeyi başardılar. Bu noktada A-ko, ülkesindeki iş ilanlarının azalmasında kendisinin de suç ortağı olduğunu fark etmeliydi. A-ko maliyet performansı peşinde olduğu için işine başlangıçta bir işsizlik kriziyle başladığını tamamen unuttu. Bu nedenle A bundan memnun olmadı. Kaliteyi korurken maliyetleri daha da düşürüp düşüremeyeceklerini görmek için deneme yanılma sürecinden geçerken, onlara bazı bilgiler geldi. Robotlaşmaydı. Robotlar işçilik maliyetlerini önemli ölçüde azaltabilir. ``İşte bu!'' diye bir düşünce Başlangıçta basit görevler insanlardan robotlara aktarılırken, robotların performansı geliştikçe karmaşık görevler de robotlara aktarıldı. Daha sonra, biz farkına bile varmadan, artık insan çalıştırmaya gerek kalmadı ve her şey robotlar tarafından üretildi. Sonra A-ko bunu düşündü. ``Artık robot çağı geliyor. Bu durumda robotlar için gerekli parçaları üretmek daha verimli olacaktır.''Bundan sonra A-ko, robot firmalarına parça sağlamaya başladı. Robot şirketi daha sonra Child A'nın şirketine daha da yüksek performansa sahip bir robot sağladı. Child A'nın şirketi, iyileştirme için yüksek performanslı robotlar kullanıyor

84. Gerekçe A bir kahramandı. Savaşta düşmanı en çok yok ettiği için hükümetten pek çok ödül aldı. Başlangıçta A şiddet yanlısı bir insandı. Başlangıçta karma dövüş sanatları dünyasına girdi çünkü insanları yumruklayarak para kazanabileceğini ve övgü alabileceğini düşünüyordu. A, insanlara olabildiğince sert yumruk atabildiği için tatmin oldu ve stresi hafifledi. Ancak bir süre sonra bundan sıkıldım. Tam da zamanıydı. Gönüllü çağrısını gördü ve katılmaya karar verdi. A düşmanı öldürdüğünde daha önce hiç hissetmediği bir neşe hissetti. Elbette bazı düşmanlarımın aileleri olduğunu biliyordum ve bazılarının nazik ve düşünceli insanlar olduğunu anladım. Ancak bu A'nın bildiği bir şey değildi. Öldürme dürtüsüne yenik düşmüştüm ve kendimi yenilenmiş hissediyordum. Zevk uğruna insanları öldürüyordu ama ülkesine döndüğünde ülke çapında ``birçok insanı özgürleştiren ve hayat kurtaran bir kahraman'' olarak övüldü. Ancak A, anormal bir kişiliğe sahip olduğunu anladı ve ülkesine döndüğünde fikrini değiştirdi ve kanunları çiğnemedi. Bir gün A, öldürdüğü düşmanla aynı ülkeden bir adamla tanıştı. Belli bir kaynaktan adamın birçok masum insanı öldürdüğü duyuldu. Adamın bomba yeleği giyerek şehir merkezine gideceğini duyan A, ona sormadan üzerine atladı. O anda adam bir düğmeyi çeviriyormuş gibi göründü, bu yüzden A ona yumruk attı ve onu durdurmayı başardı. Ve sonra adam öldü. Daha sonra A'nın etrafı çok sayıda polis tarafından kuşatılarak tutuklandı. A. durumu anlattı. Sonra şunu duydum: ``Bu doğru değil. Aldatıldın.'' Ölen adam yelek giyen ve olayla hiçbir ilgisi olmayan masum bir adamdı. A. şikayet etti. "Ben ne yaptım? Ama hatalı olan ben değildim. Beni aldatan, baştan çıkaran kişiydi. Bunu yaptım çünkü birçok insana faydası olacağını düşündüm. Ve ben bu ülkenin kahramanıyım. İşte bu. Daha sonra arka odadan amir gibi görünen bir kişi gelip durumu A.'ya anlattı. ``Senin gibi son derece antisosyal ve tehlikeli bir insanı ülkemizde başıboş bırakabileceğimizi mi sanıyorsun? Eğer tekrar ihtiyaç olursa senden bunu yapmanı isteyebilirim.'' Bunu duyunca, Bir düşünce, Ta. "Anlıyorum. Ancak bir düşmanım varsa gelişebilirim.

83. Gerçeklik 2 A Adam sanal gerçeklik hizmetini kullanmaya karar verdi. Beş duyunuzla bağlantı kurarak, gerçekte olduğu gibi sanal gerçeklikte de aynı hisleri deneyimlemenizi sağlayan yeni bir hizmettir. Yine de bir çeşit boşluk hissetmek mümkün. Yeni hizmete yönelik karşı önlemlerin bir parçası olarak, o dünyaya girdiğinizde "gerçek dünyayı unutuyorsunuz." Deneyim ve bilgi artık tıpkı sanal gerçeklikte olduğu gibi hafızaya yeniden yazılabiliyor. Peki nasıl geri döneceğiz? Uykuya dalmadan önceki gün sayısını ayarlayarak sanal gerçeklik dünyasındaki gibi aynı saatte uykuya dönebilirsiniz. Man A, bu açıklamaları dinledikten sonra gönül rahatlığıyla hizmetten yararlanmaya karar verdi. Sanal gerçeklik dünyasında zamanın algısı farklı olduğundan bir ayı beş saate kadar beyninizin toleransına göre ayarlayabilirsiniz. Adam A, bu ilk seferi olduğu için üç gün boyunca orayı terk etmeye karar verdi. Küçük odaya girdim, sandalyeye oturdum ve yavaşça gözlerimi kapattım. Daha sonra Man A'nın beyin dalgaları bir sanal gerçeklik hizmetine bağlandı. Man A, sanal gerçeklik dünyasında geçirdiği üç günün ardından geri döndü. Görevler (iş) ve diğer zorluklar zor olsa da tatmin edici ve keyifli bir zamandı. Adam A yavaş yavaş buna bağımlı hale geldi. Her gün oraya gitmeye başladım, hatta izin günlerimde bile sürekli kullandım. Bir gün oldu. Adam A, sanal gerçeklik dünyasındaki işine sıkışıp kalmıştı. Ne yaparsam yapayım işe yaramıyor. Aslında bu ``iyi gitmiyor'' ortamı aynı zamanda gerçeklik duygusunu güçlendirmek için de kurulmuştu. Bu nedenle Man A, sanal gerçeklik dünyasındaki ruh halini değiştirmek istedi. Bir mini oyun vardı, ben de denemeye karar verdim. Her ne kadar mini bir oyun olsa da, size güzel bir tempo değişikliği sağlayacak şekilde yoğun bir gerçeklik duygusuna sahip olacak şekilde tasarlandı. Oyunu oynamak için Adam A küçük bir odaya girdi, bir sandalyeye oturdu ve yavaşça gözlerini kapattı. Sonra yatakta uyandım. Adam A, sersemlemiş hissederek uyandı ve sabah rutin işini bitirdi. ``Peki bugün ne yapacağız?'' Adam A izin gününde eğlenmek için ne yapacağını düşündü. ``Tamam, bugün sanal gerçeklik servisine gidelim ve gerisinin tadını çıkaralım.'' Adam A, ``bir şeylerin ters gittiğine'' dair belli belirsiz bir hisse kapıldı. Ancak gerçekliğin karmaşıklığının ortasında, bunu pek umursamadım, bu yüzden bunu düşünmenin aptalca olduğunu düşündüm ve hemen unuttum. Bu arada adam A'nın

82.Sonuç 2 A: Çocuk komedyen olmayı hedefliyordu. Daha doğrusu o zaten bir komedyen olmuştu. Komedyenlere yönelik pek fazla iş olmadığından başarılı bir komedyen olmayı hedefledi. Bir gün oldu. Yarı zamanlı işimde bir BT şirketinden harika bir adamla tanıştım. A-ko bir süre sonra bir seçim yapmak zorunda kalır. Bir komedyen olarak başarıyı hedeflemeye devam etmek istiyor musunuz? Yoksa bir bilişim şirketinden bir adamla mı evlenecek? Hangisini seçeceğiniz bir seçimdi. Referans olarak komedyen arkadaşlarımı düşündüm. Yarıda bırakıp mutlu aileler kuran insanlar da var. Öte yandan komedyenlik mesleğini pes etmeden sürdürmeyi başaranlar da vardı. Uzun süre düşündükten sonra, eğer bu benim kararım olsaydı pişman olmayacağıma karar verdim. Yine de herkesin muhalefetinin üstesinden gelmek için çok çalıştığı için bu, verilmesi kolay bir karar değildi. Daha sonra, en son bilgisayar teknolojisini kullanan ve seçim yapmakta zorlandığınız durumlarda profesyonel danışman olarak hizmet verebilecek bir falcının söylentisini duydum. Görünüşe göre oldukça doğru. Faydalı olabileceğini düşündüm ve ona danışmaya karar verdim. Sonra bana şöyle dedi: ``Evlenmeyi seçersem mutsuz olurum ama komedyen olmayı seçersem başarılı olurum.'' Bu kadar net söylendiğinde A-ko bile etkilenmeden edemedi. Daha sonra evliliği reddetmeye çalışırken kafasının bir yerinden bir ses duydu. "Bu tavsiyeyi kullanmamalısın." Bu benim sesimdi. ``Bu bilgisayar yalnızca 10 yıl sonrasını hesaplayabiliyor.'' A-ko bunu duyunca şaşırdı. ``Şimdi, bundan XNUMX yıl sonra, birdenbire geçmişinizle konuşma yeteneğine sahip olacaksınız. Ben sizinle XNUMX yıl gelecekten konuşuyorum.'' Komedyen olduğunuzda ünlü olacaksınız. bir tengu ve sonunda karaborsada çalışacaksın ve toplumdan dışlanacaksın.'' Sonra başka bir ses duydum. ``Bu benim, evlenmeyi seçtiğimden XNUMX yıl sonra, evlenmeyi seçtiğim için çok zorluklar yaşadım ama bunların üstesinden geldim ve şimdi bunu seçtiğim için mutluyum.'' -ko bunu duydu, diye yanıtladı. ``Anladım. Peki o zaman komedyen olmayı seçeceğim.'' İki müstakbel A kızı bunu duyunca şaşırdılar. "Eh! Sana söyleme zahmetine katlandım, peki neden?" diye yanıtladı A-ko. "Çünkü bundan XNUMX yıl sonra sonucun ne olacağını bilmiyoruz. Ayrıca karaborsa işine girmezseniz sonucunun ne olacağını da bilemezsiniz.

81.Ağrı 2 A: Herhangi bir ağrı hissetmedim. Bu sadece fiziksel değildi. Bu nedenle birisi bana ne derse desin hiçbir şey hissetmedim. Hiçbir şey hissetmediğim için kimsenin ne söyleyeceğinden korkmama gerek yoktu. A, kendisine söylenenlerin duygularını anlayamadığından bugüne kadar herkese istediğini çekinmeden söylemiştir. Ancak bir gün diğer kişiyi kızdırdı ve neredeyse ölüyordu. O zaman etkileri devam etti. A acı hissetmeye başlamıştı. Bir Düşünce. ``Bu eksik. Kullanışsız sayılacak ve sonunda çöp imha alanına gidecek.'' A son teknoloji ürünü bir robottu. Sonraki etkilerin yeni modellerin geliştirilmesinde büyük faydası olduğu kanıtlandı. O zamana kadar robotların acıyı hissetme yeteneği yoktu, bu yüzden sıklıkla kontrollerini kaybediyorlardı ve insanlara zarar verebiliyorlardı ki bu da endişe vericiydi. Öte yandan insanlar, stresli bir toplumun etkilerinden kaynaklanan duygusal acıyı hafifletmeye yönelik tedavilerin geliştirilmesinde ilerleme kaydediyordu. O zamanlar acıyı ortadan kaldırmanın sosyal etkisi konusunda endişeler vardı, bu nedenle A'daki olayların büyük faydası oldu. Bundan androidler ve cyborglar doğdu. On yıl sonra... kasabanın her yerinde bunun gibi konuşmalar yapılıyordu. ``Merhaba, sen eski bir android misin yoksa cyborg musun?'' Ve yüz yıl sonra konuşma şu şekilde değişti. ``Atalarım androidlerdi.'' ``Doğru. Yakın zamanda atalarımın cyborg olduğunu duydum.'' Not: Şu anda çözülmemiş sorunlar var, bu nedenle iş robot geliştirmeye gelince, Acı ve duyular için önemlidir. ağrı da dahil olmak üzere sıklıkla tartışılmaktadır. Çok sayıda sinir sistemi ve beyin üzerine yapılan araştırmalarda geçmiş lobotomi sorunu da mevcut ve araştırmalar çoğunlukla dışarıdan yürütüldüğü için ilerleme yavaş olabiliyor. Öyle bile olsa, Casper'ın genetik mühendisliğinde yaptığı gibi, bir şey bir kez harekete geçtiğinde işlerin hızla ilerlemesi ihtimali var. O zamana kadar duyuların artık büyük bir sorun olmayacağı inkar edilemez. ``Acı, gerçek tehlikeden kaçınma işlevidir.'' Bundan daha fazlası ya da azı olma ihtimalinin olduğu söylenebilir. Keşke kriz duygusu uyandıran bir pazarlama olmasaydı...Sonraki...82.Sonuç 2 1.Yorumlama "Düşünme Oyunları (Ön) Menüsü" "Gizli Düşünme Oyunları Menüsü" için tıklayınız

80. Kanıt Tanrı öfkelendi ve Adam A'yı azarladı. ``Kimsin sen!'' Adam A kesinlikle Tanrı'yı ​​inkar etti. Allah hakkında birçok çelişkili noktaya değinmiştir. Ancak bundan sonra Tanrı'nın gazabına uğradı. Adam A çekinerek söyledi. ``Ne söylersen söyle, sen sadece bir insansın.'' Sonra tanrı sakinliğini yeniden kazandı ve onu uyardı. "Ha. Sen sadece bir insan mısın? O halde neden benim varlığımı kabul etmiyorsun? Eğer beni eleştirip inkar ediyorsan, o zaman benden daha akıllısın" diye yanıtladı Adam A. ``Hayır, hayır, sorun değil. Geceleri onları düşünmekten uyuyamadığım için beni rahatsız eden birkaç şey söyledim sadece.'' diye açıkladı Tanrı. "Hiçbir şeyi sorgulamana gerek yok. Ben her zaman derin düşüncelerime dayanarak işleri hallederim. Anlamadığın şeyler olsa bile bunun çaresi olamaz." diye sorduğunu duydum. ``O halde lütfen bana en derin düşüncelerinizi anlatır mısınız?'' diye yanıtladı Tanrı. "Size söylemekte bir sakınca görmüyorum ama bunun bir anlamı yok. Çünkü bunu şimdi anlayamazsınız. Zamanı gelince anlayacaksınız. O zaman geldiğinde size anlatacağım." dedi Man A. . ``Bu doğru olabilir. Ancak henüz anlamamış olsanız bile, hikaye anlamanız için bir yol açabilir. Lütfen bana bildirin'' dedi Tanrı. "Gerçekten ilginç bir adamsın. Ama sana söylediğimi sanıyordum. Zamanı geldiğinde sana söyleyeceğim demenin bir anlamı var. Sadece dinlemek zaman kaybı. Sen de aynısını yapmalısın." dedi ikna olmamış gibi görünerek. "Bu çok tuhaf. Beni rahatsız eden de bu. Bu hiç mantıklı değil. Şimdi lütfen bana bunun var olduğuna dair kanıt gösterin." Bunu duyan tanrı şaşkına döndü ve duruma baktım. ``Adın ne? Bana gerçek adını söyle, A-man'i değil.'' dedi A-man. "Evet. Benim adım Cinayet Masası'ndan Columbo," dedi Tanrı bunu duyduğunda. "Ha. Anlıyorum. Eğer durum buysa, kanıtları hazırlamak sizin göreviniz değil mi, benim değil?" Ek: Başlangıçta hiçbir anlamı olmayan bir şeye güç verdiğinizde ne olur? Belki de anlamsız ve anlamsız hale gelecektir. Kötülüğe karşı bile. Acılarla dolu olduğun için

79. Belirsiz A Çocuk sonunda “gençleşmenin sırrını” buldu. O zamana kadar A-ko her geçen gün yaşlanmaya dayanamıyordu. Çeşitli şeyler denedikten sonra pek bir etki fark etmedim. A-ko endişeli hissetti. Uzun zamandır görmediğim bir sınıf arkadaşımın yaşlandığını görünce “Eminim bu da aynı şeydir” diye düşündüm ve delirdiğimi hissettim. A-ko'ya göre kişinin yaşına uygun güzellik fikri yalnızca acı bir yenilgi gibi geliyordu. Bir gün oldu. A'nın aklına bir soru takıldı. ``Yaşlandığını nasıl anlarsın?'' A-ko bunu öğrenmek için denedi. Öncelikle bugün nasıl göründüğümü görmek için aynaya iyice baktım. Emin olmak için akıllı telefonumla fotoğrafımı çektim. Ertesi gün kendimi tekrar kontrol ettim. Sonra hiçbir şey değişmemiş gibi görünüyor. Bu yüzden bir fotoğraf çekip dünkü fotoğrafla karşılaştırmaya karar verdim. Yine de giydiği kıyafetler dışında hiçbir şey değişmemiş gibi görünüyor. A-ko, ``Eğer değişmediysem, bu yaşlanmamakla aynı şey değil mi?'' diye düşündü. XNUMX yıl önceki bir fotoğrafla karşılaştırırsanız kesinlikle bir fark görürsünüz. Uzun zamandır sınıf arkadaşlarımla ilk kez tanıştığımda bir değişiklik hissettim. Yine de dünkü kendimle karşılaştırıldığında pek bir şey değişmiş gibi görünmüyor. Tabii ki fark etmedim ama ufak değişiklikler olmuştu ve yaşlandığımı anladım. A-ko, ``Yani, eğer biraz daha fazlaysa, o zaman belki biraz daha genç olmak için çaba gösterirsem, sonunda büyük bir değişim olarak gençleşebilirim'' diye düşündü. ``Çok fazla çaba harcamanıza gerek yok. Farkında olsanız da olmasanız da, gençleşmek için küçük bir çaba gösterin.'' Otuz yıl sonra A-ko kesinlikle yaşından çok daha genç görünmeye başlamıştı. Ancak bu ertesi yıl oldu. A-ko ciddi şekilde hastalandı ve ölümün eşiğine geldi. A-ko sonunda söyledi. ``Sonuçta ben yaşımı geçemedim.'' Not: Küçük şeylerin birikimi zamanla büyük bir şeye dönüşür. Bu gerçeği anlamak kolaydır. Sonra ``Küçük birikimi büyük birikimden nerede ayırabiliriz?'' diye düşündüğünüzde her şey hızla belirsizleşiyor. Ancak belirsiz kalırsa, temel dahil her şey belirsizleşir. "Yaşından daha genç görünmek" diye tanımlıyorsak, bir saat de olsa bu aynı mıdır? Bahsi geçmişken, artık gerçekçi değil.